Otostop ile PAKİSTAN seyahati



Youtube Kanalım'da video'ları izleyip soru sorabilirsiniz.  https://www.youtube.com/channel/UCp5W56R0QuGYlxN2428MppQ 

Bu yazıyı okuyup da gitmek isteyenlere tavsiyem Sufi (Işık) festivalinin tehlikelerini de araştırmaları. Pakistan’daki aşırıcı dinci’lerin  buraları savaş alanına döndürdüğünü biliyorum. Pakistan’da iken ve Türkiye’ye döndükten hemen sonra  dolaştığım aynı yerler’de çok sayıda insan bombalı araçlar'la öldürüldü maalesef.

Uzun süredir araştırdığım, hayalini kurduğum Pakistan  sufi festivaline gitmeye karar verdiğimde her zamanki gibi gitme, yapma, aklını mı kaçırdın, lafları daha bir kamçıladı beni. Daha önceki senelerde de birçok kere Ağrı ve İran üzerinden Hindistan seyahatleri yapmamın rahatlığı ve tecrübesi bu yolculukta karşılaştığım tehlikelerde ve olumsuz durumlarda hiç yardımcı olmadı. Aynı yer bile olsa her seyahatin farklı deneyimleri oluyor.
Türkiye’den İran’a geçip Pakistan sınırına kadar sorun yoktu. Anladınız herhalde, karayolu ile gidiyorum. Bu zaten başlı başına her saniyesinde bir olay yaşanabilecek macera dolu bir deneyim . Ancak asıl sorun İran sınır kapısından Pakistan’a girdiğimde sınır polisinin beni diğer yolcuların arasından çıkarıp ayrı bir bölmeye girmemi istemesiyle başladı. Yeşil Pasaportum var ve Pakistan yeşil pasaporta vize istemiyor. Ben rahatım. Polis belki de hayatında ilk defa karşılaştığı bu olayla beni sınırdan içeri almıyor. Öyle ya, herkes karayoluyla Türkiye’ye kaçmaya çalışırken bir Türk Pakistan’a karayolu ile girmek istiyor. Neymiş? Fotoğraf çekecekmiş. Sufi festivaline gelmişmiş… Normal bir şey değil. Ve eliyle İran’ı işaret ederek “Yallah” İran’a geri dönmemi istiyor. Ben ısrarla olmayan İngilizcemle polisin olmayan İngilizcesine laf anlatmaya çalışıyorum. Tıkanıp kaldık…
Bu coğrafyalarda efsane olan, zamanın farklı algılanışı işlerin de kaplumbağa hızıyla ve çok basit bir işi bile onlarca kişiye devretmekle uzayıp gider. Uzun bir zaman sonra muhtemelen ülkenin dört bir yanındaki ilgili yerlerle görüştükten sonra Pakistan’a girmeme izin veriyorlar. Ben hızlıca Lahore’a giden otobüsü kaçırmamak için yürürken yine bir polisin beni kolumdan tutarak motosikletinin arkasına oturtmaya çalışırken buldum kendimi. Israrla beni başka tarafa götürmek istiyor. Ama nereye ve neden? İngilizce bilmediği için sadece oturmamı istiyor. Ben de oturmuyorum doğal olarak. Sonunda Türkiye’den dönüş yapan ve Türkçe bilen biri imdadımıza yetişiyor: Tek başıma yolculuk yapamayacağımı gitmek istediğim yere iki silahlı polis ve onların arabasıyla gidebileceğimi söylüyor. Pakistan sınır kasabasındaki Polis karakoluna geliyoruz. Toplam 500 m2 civarı içerisinde silahlı askerlerin olduğu nöbet sistemiyle çalışan bir yer.
Avlusu ve birkaç hapishane/nezarethanesi olan, kapısı göçmüş derme çatma bir yer. Beni ufak ayrı bir odaya alıyorlar. Duvarları benden önce burada konaklayan Türk/Yabancı gezginlerin sticker’ları ve yazılarıyla dolu. Haliyle bende bir iki şey karalıyorum duvara. Hatıra olsun…
Bu sınır karakolu sık sık aşırı uçların, taliban’ın saldırısına uğruyormuş. Ama o zaman karakolun kapısı niye açık? Polislerin silahları neden kendilerinden çok uzakta? Bu sorulara cevap bulamıyorum.
Derken bir müddet sonra uzaktan çok sayıda insanın ayak sesleri araba seslerine karışarak yaklaşmaya başladı. İşte yolun sonu diye içeriye kaçarken karakoldan içeriye onlarca insan girmeye başladı. Polisler yaklaşık yüz kadar kişiyi tokatlarla, silahla bir düzen içinde yere oturtarak  kayıtları’nı    almaya başladı. Öğreniyorum ki Pakistan’dan İran üzerinden Türkiye’ye kaçmaya çalışan ve İran Polisi tarafından yakalanarak tekrar Pakistan’a geri gönderilen kaçaklarmış. Kayıtları alındıktan sonra bir parça ekmek veriyorlar. Ve apar topar geldikleri gibi otobüslere bindirilerek öğrenemediğim bir yerlere götürülüyorlar. Ben bir köşeye sinmiş vaziyette olup biteni izliyorum. 

Hiç kuşku yok ki (Pakistan) ve Lahore surlar şehri anıtları ile tarihi ile büyüleyici zengin sufi kültürüyle Mughals’in kalıntılarıyla ve lezzetli yiyecekleriyle her zaman ziyafet ve ikram merkezi olmuştur. Lahore çok sayıda tapınak ve türbelerle doludur. Bulleh shah, Madhu Lal Hussain, Miam mir Qadri, ve Shah Jamal Qadri gibi sufiler bu şehirde gömülüdür. Bu tapınaklar umudun, sevginin, aşkın, uyumun sembolleridir aynı zamanda.
Bu azizlerin zamanından günümüze kadar Lahor’daki sufi kültürü ana hatlarıyla değişmemiş ve aynı kalmıştır. Quwali ve Dhamaal bu tapınaklara örnek alışılagelmiş örnek yerlerdendir.
400 yıl geçmesine rağmen milyonlarca insan tarafından hala sevgiyle, şefkatle hatırlanan Shah Hussain bunlardan biridir.
Ve her yıl Lahore’de Mela Chiragha (Festival of lights) Işık festivali coşkuyla kutlanır. Shah Hussain 16. yy da Lahore’da yaşamıştır. Cenaze töreni Lahore şehrinin dışında yaklaşık 500,000 kişi’nin katılmasıyla Baghbanpura’da Madhu Lal Hussain’in türbesinde yapılır.
Madho Lal Hussain Lahore’ın en bilinen sufi aziz’lerinden biriymiş. Bu Zat’ın uzun ve zor çalışmalarından sonra Allah’ın (C.C.) gizlerini keşfettiği söylenir. Test etmek ve kendini kanıtlamak için Kur’anı bir kuyuya atar. Onu gören insanlar ona kafir diye seslenmeye başlayınca, O Kur’an ı çağırmış ve Kur’an kuru ve zarar görmemiş bir şekilde ellerine geri gelmiştir. Bunu kutlamak için içmeye dans etmeye ve şarkı söylemeye gitmiştir. Kırmızı giysiler giymiş genç bir Hindu oğlanla skandala karışmış fakat onun gücünden korktukları için hiç kimse ona karşı gelememiştir.
Aziz Shah Hussain Lahore’da doğup büyümüştür. Üstadı ve şeyhi Madhu lal’dan o kadar çok hoşlanmıştır ki kendi adını Madhu Lal Hussain olarak değiştirmiştir. Shah Hussain toplumun gelenekçi yapısına karşı gelerek hümanizmin her şeyden üstün olduğunu ilan etmiştir.
Shah Husssain’in ölümünden sonra Madhu lal sufilerin lideri olmuştur. Madhu Lal da aynı şekilde Shah Hussain’in yanına gömülmüştür.
Shah Hussain’in şiirleri Kaavish, Nusrat Fateh Ali khan, Noor Jehan, Amjad Parvez, gibi daha birçok sanatçı tarafından bestelenerek şarkı olarak da söylenmiştir.
3 gün boyunca süren bu festivalin Lahore’ın tarihinde büyük bir önemi var. Festival alanına kadar olan caddelerde inanılmaz bir kalabalık, keşmekeş ve çok canlı bir ticari hayat oluşuyor. Coucsurfing arkadaşım Numan’ın motosikletiyle 3 gün boyunca birçok güvenlik barikatı soruşturmalarından sonra girebilmeyi başardım. Tek başıma olsam çok daha uzun bir prosedür beni bekliyordu.
Festival alanı çok büyük olmamakla birlikte tahammül sınırlarını zorlayan yüksek davul sesleri, ilahiler, farklı farklı kümelenen yerlerden değişik çalgı sesleri ile kendinizi anlatılmaz bir dünyanın içine doğru çekildiğinizi hissediyorsunuz. Çok farklı ve normalde karşılaşamayacağınız insan suretleri birden karşınıza çıkınca ilkönce biraz irkiliyorum, çevrede Pakistan dışından gelen hiç kimse yok. Ve dolayısı ile ilgi merkeziyim elimde koca bir fotoğraf makinası ile. Ama içten bir gülümse ve selam beni aralarına almalarına yetiyor. Ben’de artık o büyük akışın bir parçasıyım.
Aynı zamanda çocukların eğlenmesi için çok iptidai bir şekil’de de olsa çeşitli oyuncaklar var. Kazan’larda yemekler pişirilip dağıtılıyor. Bir köşede yaşlı bir sufi gözleri görmeyen çok içli, elinde 2 uzun demir parçasını birbirine vurarak anlamasam da etkileyici bir na’at ilahi tarzı mırıldanıyor. Beni içine alıyor bir şekilde …
Nur Ahmad Chishti’nin Tahqiqat-i Chishti ve Lajwanti Ramkrishna adlı eserleri Punjabi sufi otoriteleri tarafından sufi yaşam tarzları hakkında bilgi edinmek isteyenler için tavsiye edilir.
Pakistan’ın her yerinden 500,000 e yakın insan çeşitli etkinliklere katılmak, dua etmek dans etmek, ilahi dinlemek, adak adamak için bu festivale geliyor. Tapınak çeşitli süslerle çiçeklerle mumların ışıklarıyla donatılıyor.
Geleneğe bağlı olarak kutlamalar tutucu olan birçok şeye karşı olarak devam ediyor. Azalan sayılarına rağmen Hindular ve Hristiyanlarda bu festivale katılıyorlar.  Bazı Hint çalgıları’da olan bu festival’de dervişler hipnoz olmuş, transa girmiş bir şekilde dönerek ayaklarını yerlere vurarak hiçbir dans formunda uymayan şekillerde dans ediyorlar.
Hindu ve Sufi mistisizmi iç içe geçmiş bir şekilde bu festivalde kendini gösteriyor. Sufi’lerin aşırı süslü boncuklu giysiler, uzun ve rastalı saçlarıyla yaptıkları danslardan gözünüzü alamıyorsunuz. İnsan sürekli fotoğraf çekmek arzusu ile bu ilginç töreni vizörden seyretmek zorunda kalıyor.

Dervişin ara sıra galeyana gelerek deniz kabuğuna üfleyerek çıkardığı melodiler, bir an’da herkesin pür dikkat kesilerek dinlemesi ve ardından  derin ,koyu bir sessizlik …

Bilgi Notu:      08.01.2022
Pakistan ve Türkiye para birimi 

Turkey Lira Rate in Pakistan
1 Türk Lirası = 12,67 Pakistan Rupi'si


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Salı günleri kurulan ünlü Tire Pazarı

Hint Ginsengi, Ashwagandha

Şirince Gezisi, Tatil, Seyahat, Ephesus, Şirince gezilecek yerler,